Doğduğunda sana konulmuş olan isminden hiç şüpheye düşer misin? Biri sana “adın nedir” diye sorduğunda cevap verirken zihnin nasıldır? Berrak, kesin ve net midir? Şüphesiz ve emin midir?
O halde kim olduğun konusunda seni şüpheye düşüren nedir? Kendini bulma yolculuğunda sana “Ben Kimim? ” sorusunu sorduran şüphe içinde olan zihnin değil midir? Kim olduğunu bilen bu soruyu sorar mı? Bu soruyu soran, “Ben kimim?” diyerek gerçekte kendinden daha da uzaklaşıyor olmaz mı? Bu soruya bölünmüş zihninin vereceği onlarca olasılık ve cevap varken, sen nasıl kim olduğundan şüphe etmediğin net bir kavrayışa geçebilirsin ki?
Hakikati bilen ve bilmeyen olarak ikiye bölünmüş olan zihnini “ben kimim?” sorusuyla daha ne kadar böleceksin?
Yıllar süren mana arayışımda aynı soruyu sormuş ve her defasında yaklaştığımı sanırken bilinçsiz bir şekilde daha da uzaklaşmış biri olarak söylüyorum; Kendini bilen bu soruyu sormaz. Bu soruyu soran kendini asla bilemez.
Sen değişmeyen ve hiç değişmeyecek olansın.
Sen bilen, emin ve şüphesiz olansın.
Sen kapsayıcı olansın.
Sen ayrışmış, uzaklaşmış, kopmuş hissetmeyensin.
Sen sevginin ne olduğunu ve ne olmadığını sorgulamayan, yalnızca sevensin.
Sen almak ve vermek dengesini oturtmaya çalışmayansın. İkisinin bir olduğundan asla tereddüt etmeyensin.
Sen savunmaya ihtiyaç duymayan ve bu sebeple tehdit yaratmayansın.
Sen durum ve koşullar ne olursa olsun etkilenmeyen, sarsılmayan, bozulmayansın.
Hakikate soru sorma! Gerçeği bilen zihnine dön ve sana olduğun şeyi hatırlatmasını söyle. Kim olduğun nettir ve asla değişmez. İhtiyacın olan yalnızca kabul etmektir.
SATH Bilinç Okulu
Comentários