Her birimiz atalarımızdan getirdiğimiz genlerle doğduk. Bilinçaltımız atalarımızdan ve çevremizden aldıklarımızla şekillendi. Yani her birimiz gezici tarih kütüphanesi gibiyiz bu bağlamda.
Realite veya "gerçek dünya" olarak bildiğimiz dünyamız da esasında beynimizin enerji dalgalarını yorumlama biçiminden ibarettir. Bu bağlamda esasında "gerçek" dünya olarak tanımladığımız her birimiz için kendimize özel bir dünyadır. Bu algımızı da atalarımızdan aldığımız genler ve inanışlar ve deneyimler çok etkiler.
İşte "Aile Dizimi" de bu bağlamda bilinçaltımızda taşıdığımız ne varsa alana taşıdığımız canlı bir tiyatro sahnesi gibidir. İlginç bir biçimde bu öyle bir sahnedir ki sadece dizilimi açtıran kişinin değil, katılımcıların ve hatta orada öylesine izleyici bulunduğunu düşünenlerin ve de hatta kolektif bilinçaltına kadar uzanan bir süreç o alana yansır.
Aile dizimi sistemini Dünya’ya tanıtan kişi Bert Hellinger’dir. Hellinger de 16 sene Zulu kabilesi ile yaşamış bir psikologdur. Orada kabile halkının insana verdikleri değer, doğa ile kurdukları iletişim, sorunlarını çözme yöntemlerinden çok etkilenmiş ve Avrupa'ya dönünce onlarla deneyimlerini, psikoloji ve psikoterapi yöntemleri ile birleştirip "Aile Dizimi" tekniğini oluşturmuş ve bunu da ilk doktorlara, psikologlara ve psikoterapistlere aktarmış. Nitekim bu teknik başta Almanya ve nice Avrupa ülkesinde bilimsel olarak uygulanmakta.
“Aile Dizimi” tekniğinde yönlendiren kişinin yetkinliği, hakimiyeti ve etiği çok önemlidir.
Etik konusunun önemini ayrıca çiziyorum çünkü alanı yönlendiren kişi had ve hudutları çok iyi bilmesi gerekir ve büyük oranda egosundan sıyrılmış olması önem taşır. Katkı yerine zarar vermesini önlemek için benmerkezci bir yaklaşımdan uzak durulması gerekir. Çünkü “Aile Dizimi” de tıpkı Nefes, Yoga, Reiki, Psikokinesiyoloji, EFT, Mindfullness vb. gibi; Allah'ın Eş Şafi (Şifa) ve El Hadi (Hidayet) isimlerinin birer tecellisidir, Allah’a aittir ve vesile olan bunun farkında olmalıdır.
Astroloji ile ilgilenenlerimiz bilirler. 19 Ocak 2022’den beri Boğa Akrep ay düğümleri aksının içindeyiz. Her ne kadar bu başka bir yazının konusu olsa da Akrep güney düğümü enerjisi bizleri, akrep burcu kapısının temaları olan okültüzm, ezoterizm, mistisizm ve büyü gibi kavramlara doğru çekiyor olabilir. Çünkü bu enerjinin de etkisiyle bu konuların cezbesi ve çekim gücü arttı şu dönemde. Bizler bu etkiye bilinçsizce çekilmek yerine; akrebin gerçek doğasına kendimizi açmalı, spiritüel tarafımızı dengeli bir şekilde geliştirmeliyiz.
Akrep güney aydüğümünün bahsettiğimiz etkisiyle de “Aile Dizimi”ni büyü gibi, kehanet gibi, ruh çağırma seansı gibi algılayanlar olabilir; ama bu tekniğin hakikatinde bunlar yoktur. Keza zaten kimsenin de o alana göçmüş ataları çağırma gücü yoktur.
Dizi üzerine gelen sorularınıza bilirkişiden ehil bir yanıt almak için sevgili Fatma Meryem Suna’ya aile dizimi ve uygulayıcısı olmak hakkında sordum:
“Yetkin bir terapist, tekniği bilmekle birlikte yüksek ve derin görüş gücüne sahip olmalıdır.
Kendi üzerinde çalışmış, kendi içinde yol almış, belli bir kemalat seviyesine erişmiş olmalıdır.
Size güven verecek olan; onun sürüş hakimiyeti, ayakları yere sağlam basması, ne yaptığını bilmesi, refakat ruhuna sahip; tekniği ile doğasını birbiriyle bütünleştirmiş olmasıdır.
Çünkü ancak o zaman kendinizi çok boyutlu gerçeğinize açabilirsiniz. Bilinçdışınızda olup biteni, özgür bir alanda seyrederek; kendi zihninizdeki şuursuz fail-kurban ilişkisinden özgürleşebilirsiniz.
Zaten bu tekniğin sağladığı fayda ve amaç da bireyin kendi iç dünyasındaki fail- kurban ve kurtarıcı ilişkisini görmesi, genetik kodlarından bir aktarım olarak taşıdığı kurban ya da fail ile yüzleşmesi sonucu kendini daha iyi tanıması ve kendi öz doğasına biraz daha yakınlaşmasıdır.
Ruhsal yolculukta amaç her zaman kendini tanımak ve kendini bilmektir ve bu amaç asla ve asla değişmez.
Bu bağlamda aile diziminin de amacı kişiyi kendine biraz daha yakınlaştırmak; kendine yabancılaşmasına sebep olan sorunların, yine kişiyle ve sistemiyle ilişkili olduğunu görmesini sağlamak ve de kişiyi inkâr edemeyeceği bir yüzleşmeye, temsilciler üzerinden taşımaktır.
AMAÇ SADECE BUDUR.
Bu bir büyü vs. değildir!
Bu teknik, kendini aramak üzere yola çıkmış her insanın kullandığı tüm diğer teknikler gibi basit, doğal ve sıradan bir tekniktir.” diyerek cevap verdi güzel dostumuz.
Yani buradan da anlayacağınız üzere öyle “Hastalığımdan kurtulur muyum?” doğrultusunda yaklaşılmaması gerekir. O hastalığın ve kanserin altında yatan sebeplerin sunabileceği ruhsal armağanların keşfinde önemli bir katkı sunabilir. Ama “teyzemde bir illet var, nereye gittik olmadı, bir de bunu denesek mi?” gibi bir düzeyde veya “Hadi gel bir dizim açalım da bakalım büyük babaannen neler yapmış” gibi magazinsel olarak işlenmesi veya “O adam bana gelir mi acep?” gibi fal bakılmaya kalkışılması, birer oyundan öteye gitmez ve burada ciddiyet aranmaz. Kafanızı karıştırarak ve daha fazla zihin bulanıklığına sebebiyet vererek kendinize zarar vermiş olursunuz. İç dünyanızı bulandırabilir, sabır ve tefekkür gerektiren konularda bile kafanızda binbir gürültüyle kendinizi yormuş; hatta enerjinizi onarmak yerine, tüketmiş olursunuz.
Bu sebeple, yalnızca “Aile Dizimi” değil, ruhsal yolculuğunuzda hangi teknik ile çalışıyor ve de hangi yoldan yürüyor olursanız olun, mutlaka ama mutlaka yetkin bir rehber ya da danışman ile ilerleyin.
Sevgili Bert Hellinger’in ruhuna ve de onu etkileyen Zulu kabilesinin üyelerine ve de bizlere bu tekniğin ulaşmasında adanmış yetkin tüm üstatlara ve de ruhlara selam olsun…
Nice faydalı, katkılı, sağlıklı, şifalı dizimleriniz olması dileğiyle…
Hasan Sonsuz
Kommentare